Koyasan
Japonya gezimiz sona ererken, son derece turistik olacağını bile bile, 1 gece de Koyasan'da Budist tapınağında kalalım dedik. Bu Koyasan bir dağ kasabası ve esasen Japon ezoterik budizmine evsahipliği yapıyor. Zamanında Çin'den gelen bir budist üstadı tarafından budist gelenek Japonya'da yeşermeye başlamış, üstadın hala ölmediği, bir sonraki buda gelene kadar mezarında meditasyon yaptığına inanılıyor. Kasabada 500'ü aşkın tapınak var ve çok büyük bir kısmında geceleyebiliyorsunuz. Ama ne geceleme, öyle aydınlanma arayan inançlı budistler falan gibi değil, duşu tuvaleti, televizyonu falan olan Japon tarzı odalarda. Bu nedenle Koyasan daha gitmeden tarafımızdan turistik damgasını yiyor.
Osaka'dan trene binip, son durakta inip, teleferiğe biniyoruz. Teleferik 5 dakikalık bir yolcukla bizi Kasabaya çıkarıyor. Teleferiğin indirdiği yerden de otobüse binip, ilgili durakta inince, işte karşımızda tapınağımız.
Oda tahmin ettiğimiz kadar güzel ve lüks. Akşam yemeğinin saat 17:30'da verileceğini duymak biraz canımızı sıkıyor. Öğlen rakısı ile başlayıp, gece yarısı biten sofralar haricinde, o saatte yemek yeme adetimiz yok. Budist rahip, yemekle ne içeceğimizi soruyor, Sake var mı diye şansımı deniyorum, sürpriz bir şekilde var. Bir yerin turistik olması çok nadir de olsa işe yarıyor galiba.
Neyse, takriben 3 saat kadar civar tapınakları geziyoruz, esasen son derece güzel yerler var ama Kyoto'dan sonra kesmesi mümkün değil.
Saat 17:20 gibi tapınaktayız. Yemek, odamıza gelecek. İki rahip, yemeklerimizi küçük sehpaların üzerinde servis ediyorlar. Sofra mükellef, velakin neyin ne olduğunu anlamak mümkün değil. Bari tadalım diyoruz, tadınca da anlamak mümkün değil. Esasen Koyasan sofistike vejeteryan yemekleri konusunda son derece meşhurmuş, diyeceğimiz bir şey yok, çok lezzetli bir sürü şey var, ama insan en azından ne yediğini bilmek istiyor. Sakelerimiz de şahane, sunuma diyecek bir şey yok zaten, tipik Japon zerafeti.
Haliyle, 18:30 gibi yemek bitiyor. Aynı rahipler sofrayı kaldırıp yer yataklarını seriyorlar.
Toparlanıp, gece yürüyüşüne çıkıyoruz ama kasabada in cin top oynuyor. Bir kaç tapınağı gece geziyoruz, hafiften tırsmamak mümkün değil.
Gelip yatıyoruz, sabah saat 6'da rahipler ayine kaldırıyor. 1 saat süren seromoniden sonra, bu sefer rahipler kahvaltı getiriyor. Yine aynı senaryo, yediğimizin ne olduğunu anlayamıyoruz ama son derece lezzetli şeyler yiyoruz. Gerçi çoğunu normal hayatımda kahvaltıda tercih etmem herhalde.
Sonuç itibariyle gayet güzel bir deneyimdi, turistik muristik boşverin, fırsatınız olursa yapın derim.